Blog okurlarımın çoğunun – blog yazarınız gibi – haftada kırk saatten fazla çalıştığını tahmin ediyorum. Biz uyanık saatlerimizin çoğunu işte geçirirken, iş imkanı bulamayan milyonlar da zamanlarını çalışmadan geçirmek ve işsizliğin ağır sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyorlar.Bu düzende sizce bir tuhaflık yok mu?
“Aylaklığa Övgü” yazısında, 20. yüzyılın en büyük düşünürlerinden Bertrand Russel bu çelişkiye ve daha adil bir iş dağılımının yararlarına dikkat çekmiş. İşsizlere iş bulmanın, çok çalışanların yükünü azaltmanın getireceği faydalar açık .Benim altını çizmek istediğim husus ise, daha fazla boş zamanın işimize de yararı olabileceği. Sadece kendimizi daha iyi hissederiz, onun için daha verimli çalışırız demek istemiyorum. Boş zamanda yapacağımız aktiviteler – sanat, kitap okuma, yeni insanlarla tanışma – işlerimize değer katacaktır. Ama asıl yarar, beklenmediğimiz yerden, hiçbir şey yapmadığımız anlardan gelebilir.
Gerçekten yaratıcı, sizi günlük çerçevenizin dışına çıkartan fikirler ne zaman aklınıza geliyor? Harıl harıl çalışırken mi, boş boş dolanırken mi? Günlerce çözemediğiniz bir sorunun çözümünü masa başında evraklara boğulmuşken mi buluyorsunuz, yoksa duş yaparken mi?
İK yöneticimizle papaz olmamak için aylaklığa övgümü burada keseyim. 🙂 Bugünün dünyasında çalışma saatlerimizi azaltmak, hele bunu oturmuş kurumlarda yapmak, kağıt üzerinde de pratikte de pek mümkün değil korkarım. Yine de, belki arada bir suçluluk hissetmeden kendimize boş, bomboş zaman ayırmaya daha fazla özen gösterebilir ve aylaklığın nimetlerinden biraz da olsa yararlanabiliriz.
Kaynaklar:
Sevgili Aydın,
Sana yemin ediyorum dün duştayken bu konuyu düşünüyordum.
Sevgiler Melih
Aydın Bey merhaba,
Kitaptaki mandal üretimi örneğini yazılıma modellesek nasıl olur? 🙂 Bir de Russel bugünkü tüketim çılgınlığını görseydi sizce ne derdi?
Çok teşekkürler.
Umut
Russell zamanının çok ilerisini görebilmiş bir adam. Bugün aramızda olsa, ben size demiştim derdi sanırım. 🙂
merhabalar mail adresinizi paylaşma şansınız var mıdır bir şeyler sormak istiyorum. sağ olun.
aersoz@innova.com.tr
Karşılaştığım ve sohbet ettiğim varlıklı insanlara sorduğum bir soru vardır. Anne ve babanız sağ mı? Eğer her ikisi veya birini kaybetmişse bu sefer şu soruyu sorarım. Onunla şu an bir dakika geçirebilmek için nelerini feda ederdin? Bir arkadaşım hariç, hemen hepsi aynı cevabı vermiştir. Kazandığım her şeyi. Unutmamak ki, Steve Jops çok çalıştığı ve ailesiyle yeterli vakit geçiremediğine pişman bir şekilde ölmüştü. Sonuç: Her şeyde denge. Ama dünyanın en önemli zamanı işte değil, yakınlarla geçirilen zamandır.
DOğru söze ne denir. Teşekkürler, Selim Bey.