Cambridge Seyahatimden Fotograflar ve Fotografçılara bir Uzmanlık Sorusu

20120717_3079.jpg20120717_3081.jpg20120717_3083.jpg20120717_3086.jpg20120717_3087.jpg20120717_3088.jpg
20120717_3089.jpg20120717_3090.jpg20120717_3091.jpg20120717_3091-2.jpg20120717_3093.jpg20120717_3095.jpg
20120717_3096.jpg20120717_3097.jpg20120717_3099.jpg20120717_3100.jpg20120717_3101.jpg20120717_3103.jpg
20120717_3104.jpg20120717_3105-2.jpg20120717_3105.jpg20120717_3106.jpg20120717_3107.jpg20120717_3108.jpg

Cambridge, a set on Flickr.

Geçen hafta oğlumu Cambridge İngitere’de yaz okuluna bıraktım. İki günlük bu seyahat vesilesiyle Cambridge’i de olabildiğince gezmeye çalıştım. İngiltere’ye daha yaz gelmemişti; İstanbul sıcağından sonra güzel bir değişiklik oldu.

Cambridge Üniversitesinin adını hepimiz Oxford ile birlikte, Anglosakson dünyasının ve Batı uygarlığının sayılı yüksek öğrenim merkezlerinden biri olarak biliriz. Cambridge şehri – bir İstanbul’lu için kasabası demek daha doğru – ününün hakkını veriyor. Dünyaca ünlü İngiliz mimar Sir Christopher Wren’in tasarladığı kütüphanede, Newton’un Principia’sının original kopyası saklanıyor; yandaki binada Stephen Hawking kalmış… Liste uzayıp gidiyor.
Üniversite, öğrencilerin birlikte yaşadığı ve bazı dersleri gördüğü kolejlerden oluşuyor. Başarılı bir eğitim modeli olan bu kolej fikri zamanla tüm dünyaya yayılmış; özellikle ABD üniversiteleri için bir model olmuş.

Yazın üniversite öğrencileri Cambridge’i terketmiş. Yerlerini daha genç ve çoğunlukla yabancı öğrenci grupları almış. Sokaklar cıvıl cıvıl. Bir kısmı yaz okulları, muhtemelen. Geri kalanları da günü birlik turlar olsa gerek.

Cambridge’in içinden küçük bir ırmak geçiyor. İlkokulda bize “çay” diye öğrettikleri boyutta, ağır akan ama suyu bol bir ırmak. Çevresi yemyeşil. “Punt” denilen gezi tekneleri ile gezdiriyorlar.

Çektiğim resimlerin tümünü görmek için yukarıdaki Cambridge linkini kullanabilirsiniz.  Bu linkten slayt gösterisi başlatmak da mümkün, tavsiye ederim. 🙂

Şimdi gelelim fotografçılara soruma: Bu resimler bir Canon G10 ile RAW olarak çekildi ve Lightroom’dan geçti. Bir müddettir G10 kullanıyorum; artık daha iyi bir makineye terfi zamanım geldi diye düşünüyorum. Aklımda bir DSLR almak, hatta doğrudan full frame bir DSLR almak (Canon Mark III gibi) vardı. Paraya kıymayı da – başka ne lüksüm var, geldik gidiyoruz vb rasyonalizasyonlarla – göze aldım; ama bu makinelerin büyüklüğü ve ağırlığı beni korkutuyor. Micro 4/3’lere (yeni Olympus OMD-E-M5, Panasonic GX1) ve Sony’nin APSC sensörlü Nex 7 modeline bakmaya başladım. Internet’te yazılanlara bakılırsa, DSLR’den küçük makineye geçenlerin hiç biri pişman değil. Mantığı ben de anlıyorum, ama değişikliği yaptığımda görüntü kalitesinde de sınıf atlayabilmek istiyorum. Bu nedenle, her iki seçeneği de deneyimlemiş fotografçıların görüşlerini olabildiğince çok duymak istiyorum.

Görüşlerinizi paylaşırsanız, hem bana hem de benzer kafa karışıklığında olan başka okuyuculara yol göstemiş olursunuz.

Şimdiden teşekkürler!

4 thoughts on “Cambridge Seyahatimden Fotograflar ve Fotografçılara bir Uzmanlık Sorusu

  1. Sizlere prosumer olarak yapabileceğim naçizane yorumum; makinede modelinden ve türünden öte, aldıktan sonra yapacağınız yatırımların önemidir. İster DSLR ister M 4/3 olarak devam edin, mutlaka farklı pozlar için çeşitli objektiflere, harici flaşlara ve belki de filtrelere ihtiyaç duyabileceğiniz. Bu malzemelere yapılan toplam yatırım bazen Canon MIII’e verilecek bedelin kat kat fazlası olabilmekte. Dolaysı ile öncelikle bir markaya ve sektörde işe yatırım yapan bir markaya karar vermek gerekli. Daha sonra da o markanın içinde bir optimizasyon yapmak daha doğru olabilmekte. http://www.dpreview.com bu konuda fena da olmayan yorumlara sahip bir site. Bu gibi konularda eğer ki çok kafa karışıklığı yaşarsam söyle bir yöntem uyguluyorum. Referans bir kaç web sitesinde en fazla konuşulan markayı ve bu markanın da en fazla işlenen modelini seçip alıyorum. Hem daha fazla kullanıcı deneyimi hem de daha fazla destek görme şansım olabiliyor. Bu yöntemle yıllar önce Canon Digital Rebel XT almıştık ve hala çoğu iki haneli mega piksel çekebilen makinelerden daha görüntü alabiliyoruz. Ne de olsa sadece makine değil yanında objektif de önemli 😉 Saygıyla…

    • Aydın, senin usta bir fotografcı olduğunu hatırlıyorum. Bir fullframe DSLR öncesinde daha küçük bir sistem kurmaya meylediyorum. Şu anda revaçta iki kamera var: AFPC sensörlü Sony Nex7 ve Olympus OMD5. Sony teknolojik olarak çok gelişmiş bir kamera, ama şimdilik lens seçenekleri çok sınırlı. Olympus Micro 43 olduğu için sistem olarak çok daha zengin. DPReview okuyup karar vermeye çalışıyorum. 🙂 Önümüz Photokina, dolayısıyla yakında başka enteresan duyurular da olabilir. Bu modellerle ilgili görüşün varsa onu da duymak isterim. Selamlar;

      • Aydin Bey, iki makine arasinda ben de kararsızım. Nex7 ve EOS M 🙂 Tek çekincem build-in flash. Her daim taşımak pek bir çekindiriyor beni. Bakalim Ekime kadar vaktim var. Canon alırsam lens yatırımı da devam edecek. Saygıyla…

      • Aydın, ben kararımı verdim: Nex 7.
        Canon’a da baktım. EVF yok, flash yok, manuel kontrollere doğrudan erişim yok. Bence Canon’un bir-iki kuşak daha ilerlemeye ihtiyacı var. Ama Canon lens yatırımın varsa, onu bilemem tabii. 🙂

Yorum bırakın