İddia benim değil, Stanford Profesör’ü Bernard Roth’un. Profesör Roth, bu aralar çok moda olan Design Thinking yaklaşımının öncülerinden.”The Achievement Habit” diye bir kitabı var.
Dilinizden atacağınız kelimeler “ama” ve “yapmalıyım.”
“Ama” yerine “ve” diyeceğiz, çünkü “ama”, zihinde sunî bir çelişki yaratıyor: “Spor yapmak istiyorum ama vaktim yok.” “Ve” dediğinizde ise, zihniniz cümlenin iki tarafını da nasıl gerçekleştirebilirim diye çalışmaya başlıyor: “Spor yapmak istiyorum ve vaktim yok” dediğinizde, artık bir imkansızlıktan söz etmiyorsunuz; bu ifade biçimi daha fazla vakit bulmaya odaklanmanızı sağlıyor.
İletişimde “ama” kullanılmaması gerektiğini uzun süre önce öğrenmiştim: “Çok iyi iş çıkardın, ama şurası eksik” dediğinizde, cümlenin “ama”dan sonra gelen olumsuz kısmı, olumlu kısmı ezip geçiyor. Demek ki insanın kendisi ile iletişiminde de “ama”yı silmek lazımmış.
“Yapmalıyım” yerine de “yapmak istiyorum” diyecekmişiz. O zaman, istemeye istemeye, dış faktörlerin zoruyla yaptığımız şeylerin aslında kendi isteklerimizden kaynaklandığını göreceğiz. “Egzersiz yapmalıyım” değil de, “Egzersiz yapmak istiyorum.” Böylece, egzersizin size sağlayacağı faydalar zihninizde ön plana çıkacak, motive olacaksınız.
Profesör Roth’un bir bildiği vardır mutlaka, söyledikleri de akla yakın geliyor. Bu tavsiyeleri denemeliyim, ama alışkanlıkları değiştirmek çok zor. 🙂
Harika Aydin. Farkinda olmadan yaptigimiz bir sey. Deneyecegim 😊
21 kere arka arkaya deneyeyim bakalım alışkanlık haline gelecek mi… Olursa yazarım…
Merakla bekliyorum. 🙂
Yazılarınız güzelmiş. Bir gün için çok konuştum. Bende kendimi düzelteyim. Saygı ve sevgiler
Teşekkürler, Selim Bey.
Abi bu eski bloglar benim çok işime yarıyor. Lütfen bloğunuz güncelliğini hiç yitirmesin
Böyle pozitif yourmlar yazma motivasyonu sağlıyor. 🙂 Teşekkürler.