Akıllı telefonların iş arkadaşlarımın ve benim hayatlarımızı karıştırdığına şahit oluyorum: Başka bir şey yaparken gelen mesajlar dikkati dağıtıyor, göz ucuyla okunan elektronik postalarda yer alanlar hemen unutuluyor, içerik doğru dürüst okunmadan ve anlaşılmadan verilen yarım yamalak cevaplar çözüm yerine sorun oluşturuyor. Planlamaya, düşünmeye zaman ayırmak yerine telefonun bitmeyen kıpırtısının cazibesine kapılınıyor. Satış yöneticileri gibi sabit bir masa ve bilgisayardan ziyade mobil ortamda çalışanlarda bu eğilimler doğal olarak daha belirgin.
Ekteki makale, “akıllı telefonuna sahipseniz, akıllı telefonun size sahip olmadığından emin olun” diye bitiyor. Buna tümüyle katılıyorum: Gerçekten, akıllı telefon ve tablet kullanımını belli amaçlarla sınırlı tutmak, klavyesi olan bir cihazla, düşünüp taşınmak gerektiren işlerde belki de kağıt kalemle; her gün bir müddet oturup, konsantre olarak çalışmak, işleri planlamak, iletişim eksikliklerini gidermek gerektiğine inanıyorum.