Her İşte Başarının Anahtarı: Liste Yönetimi

Geçtiğimiz hafta bir şirket toplantısında satış ekibimizdeki arkadaşlarıma, satış başarısının en az yarısının basit liste yönetimine bağlı olduğunu anlatırken buldum kendimi.   Satış için ürün bilgisi, insan ilişkileri, sunum becerileri, müzakere teknikleri tabii ki önemli ve kritik.  Ancak istikrarlı satış başarısı için, önce liste yapmak lazım: Satabileceğimiz ürün ve hizmetlerin listesi, hedef müşterilerimizin listesi, hangi müşteriye neyin satılabileceğinin listesi, yapılacak ziyaretlerin listesi, kapanmaya yakın tekliflerin listesi, vb.

Biliyorum, herkes bu çok temel ilkeyi zaten bildiğini ve uyguladığını düşünüyor.  En azından zihnimizde, işlerin, müşterilerin şöyle veya böyle bir listesi var; yoksa ne yapacağımızı bilemiyor olurduk.  Ancak benim kast ettiğim, liste yönetimini daha formel bir süreç olarak algılamak, yazılı olarak, uygun olduğunda bilgisayar destekli araçları kullanarak disiplin içerisinde yapmak, düzenli bir biçimde gözden geçirmek, güncellemek.  Daha ileri aşamada, farklı kişilerin sorumluluğundaki listeleri konsolide etmek, analize tabi tutmak, performans göstergelerine göre ölçmek, geçmiş performans ile karşılaştırmak, analizlerden sonuçlar çıkartıp tedbirler almak.

Satış örneğini verdim, ama liste yönetimi her işin temeli.  Zaman yönetimi, proje yönetimi aslında liste yönetiminin özelleşmiş halleri.

Çevremde bu temel pratiğin ne yazık ki çok eksiğini görüyorum.  Daha çok inşaat ustaları ile bağdaştırdığımız “işleri o an içinden geldiği gibi yönet” kültürü, büyük oranda baskın iş yapma biçimimiz.  Biliyorsunuz, “usta,” zaman çizelgesi yapmaz, gerekebilecek malzemeyi yanında taşımaz, yapılmasını istediğiniz işlerin listesini tutmaz; bu şekilde kaybettiği zaman ve emeği de işin maliyetinin doğal parçası kabul eder.

Bu ustalık belirtileri inşaat işleriyle sınırlı değil tabii.  Şirketimizde, ekibimizde, belki kendimizde, örneklerini gözlemek mümkün.  Bir kısmımız eğitiminde bu kavramlarla fazla tanışmadığı için, bir kısmımız kendisini böyle basit yöntemlere tenezzül etmeyecek kadar akıllı gördüğü için, liste yönetimi, genellikle eksiğimiz olan bir alan.

Prensipte çok basit olan liste yönetimini hangi işte disiplinli bir biçimde uygularsanız, başarı oranınızın o kadar artacağına kesin gözüyle bakıyorum.  Liste yönetimini doğru dürüst yapıp yapmadığınızı, daha disiplinli liste yönetiminin sizi hangi alanlarda başarıya yaklaştıracağını bir düşünmenizi öneririm.  Sonra kalemi kağıdı elinize alın veya size yardımcı olabilecek bilgisayar uygulamalarını bir araştırın.   Kısa sürede sonuç alacağınızdan eminim.

Takviminizdeki En Önemli Randevunuz Kendinizle

Sizin iş gününüz de benimkine benziyorsa, sabah uyanır uyanmaz baktığınız elektronik postalarınızla, yatmadan hemen önce baktığınız elektronik postalar arasında zamanın nasıl geçtiğini bilmiyorsunuz muhtemelen.   Toplantılar, ziyaretler, yapılması gereken işler, gün içindeki beklenmedik gelişmeler, sağdan soldan gelen sorular ve bitmeyen bir elektronik posta yağmuru.  Ne kadar çok iş yapıyorsunuz, ne kadar verimli çalışıyorsunuz, değil mi?

Belki de pek değil.

Günün koşuşturması içerisinde tabii ki işleri tamamlıyorsunuz, görevleri yerine getiriyorsunuz, sorunları çözüyorsunuz.   Ancak günümüzde pek çoğumuz gibi sizin de işiniz bir bilgi işiyse, başarınızın gerçek ölçütü kaç birim iş ürettiğiniz değil, ürettiklerinizle kattığınız değer.   Bazen yaratıcı bir fikir, yenilikçi bir çözüm, yüzlerce adam aylık çalışmadan daha büyük başarı ve sonuç getirebiliyor.

Sıradışı başarılara, dönüşüm yaratacak fikirlere sadece daha çok iş yaparak, daha fazla elektronik posta cevaplayarak ulaşabileceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz.  Fark yaratablmek için, düşünmek, düşünmeye zaman ayırmak lazım.  Düşünmek, hedeflerinizi belirlemeniz, plan yapmanız, hadiselere yön verebilmeniz, hepsinden de önemlisi günün koşuşturmasının dışına çıkıp, perspektif kazanmanız için gerekli.

İş temponuz size düşünecek zaman bırakmıyorsa, her hafta takviminizde kendinize ayıracağınız zaman dilimleri bloke edin.  Gün içinde olmuyorsa, akşamları.  Bana sorarsanız, haftada iki defa, iki saatten az olmasın.  Bu saatlerin en verimli zamanınız olduğunu göreceksiniz.