Sağlamlıktan Ödün Vermeden Çevik Olmak

Hızlı değişim ve keskin rekabet, çeviklik kavramını şirketlerin gündeminde üst sıralara taşıdı. Şirketlerin uzun ömürlü olmaları, hatta hayatta kalmaları için çeviklik bir ön koşul.

Şirket küçükken çeviklik zor değil. Hızlı karar alma, kaynakları gelişmelere göre esnek olarak yönlendirme, organizasyonu dinamik olarak şekillendirme, küçük şirketlerin doğasında var. Ancak büyümeye başladıkça şirketi yönetilebilir kılmak için ihtiyaç duyulan organizasyon ve bürokrasi genellikle çevikliği azaltıyor. Şirket büyüdükçe bir taraftan sağlamlaşıyor, ama diğer taraftan çeviklik yerini atalete bırakıyor.

Çeviklik ve sağlamlık arasındaki bu ters orantı eşyanın tabiatında mı var? Çevik ve kırılgan ya da sağlam ve hantal olmak kaderimiz mi? Aşağıda linkini verdiğim McKinsey makalesi, doğru tasarımla sağlamlıktan ödün vermeden çevik olmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor ve yöntemleri açıklıyor.

smartphone analogy

Makale, sağlam ve çevik bir yapıya örnek olarak akıllı telefonları veriyor: Akıllı telefonun donanımı ve işletim sistemi, sağlam ve kararlı bir platform oluşturuyor. Bu omurganın üzerinde değişen ihtiyaçlara göre uygulamalar dinamik olarak yüklenip çalıştırılıyor, ihtiyaç ortadan kalktığında silinip atılıyor. Şirketlerde de iyi tasarlanmış organizasyon yapıları, yönetişim kuralları ve anahtar süreçler ile böylesine sağlam bir omurga kurmak ve bu omurganın etrafında dinamik ekipler oluşturarak sağlamlık ve çevikliği birlikte yaşatmak mümkün.

Makaleyi benimle paylaşan arkadaşım Melda Göğüş’e teşekkürlerimle.

Agility: It rhymes with stability