iPad mi alsam, iPad Mini mi?

ipad vs mini

3 yıl kadar iPad kullandım. iPad’imi yenileme zamanı geldiğimde, Mini’ye geçip geçmeme konusunda tereddüt yaşadım. Kararımı Mini’den yana verdim ve bir ay kadar önce de yeni cihazımı kullanmaya başladım. Benim gibi karar vermekte zorlananlar için deneyimlerimi paylaşıyorum.

Önce iPad’i kullanım biçimimden söz edeyim. Birincil çalışma ortamım bir dizüstü. iPad benim yanımda taşıdığım, daha çok internet sayfalarını ya da dokümanları okumak, e-postalarımı okumak ve yanıtlamak gibi amaçlar için kullandığım cihaz. Oyun oynamıyorum, pek video seyretmiyorum.

iPad Mini bu amaçlar için ideal ölçülerde. Tek elimde tutarak uzun süre okuyabiliyorum. iPad Air de oldukça hafif, ama büyük ekranı, kitap gibi tutup okumak için pek konforlu değil. Ayrıca, Mini’yi bir iPhone gibi iki elle tutup, düz bir zemine koymadan başparmaklarımla yazı yazabiliyorum.

Mini’nin boyutları taşımaya çok uygun. Palto cebine sığıyor. Kışın elde taşımaya son. Benim ceket ceplerime de sığıyor, ama her beden için geçerli midir, bilmem. J Kadınların el çantalarına da kolaylıkla sığar herhalde.

Yeni iPad Mini’nin retina ekranı bana büyük ekranın eksikliğini hissettirmedi. Sonuçta, üç aşağı beş yukarı karton ciltli bir kitap sayfası büyüklüğünde, yani okumak için alışık olduğumuz bir boyut. E-Posta gibi daha yoğun ekranlarda da zorluk çektirmiyor.

Benim tercihim net: Bir daha iPad’e kolay kolay geri dönmem. iPad’i birincil cihazınız olarak kullanıyorsanız, sıkça video seyredip oyun oynuyorsanız, iPad’in ekran büyüklüğü iPad Mini’nin avantajlarını gölgede bırakabilir. Onun dışında, Mini’den şaşmayın derim.

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 5: Yeni Eklediklerim

Blog yazmaya ilk başladığımda, sıkça kullandığım iOS uygulamaları hakkında birkaç yazı yazmıştım. Bu yazılar, artık üç yılı devirmiş olmalarına rağmen, hâlâ popüler.

iPad’de kalemle yazıp çizmek yazım özellikle çok okunuyor. Bu yazıda aktardığım gibi, bir ara iPad’i defter gibi kullanabilmek için epey uğraştım, ama zaman içinde yeniden fiziksel deftere döndüm. Moleskin’in ceket cebine giren ince defterlerinden taşıyorum, notlarımı buraya alıyorum.

Eski yazılarımda yer alan uygulamaların çoğunu kullanmayı sürdürüyorum. Flipboard tarafından satın alınan Zite gibi az sayıda uygulama ise artık geçerliliğini yitirdi. Aradaki zaman zarfında eklediğim uygulamaların kayda değer olanları şöyle:

Scannerpro: Gazete ve dergi okurken (kağıda basılı olanlardan söz ediyorum) saklamak istediğim yazıları artık kesmek yerine, iPhone veya iPad ile tarıyorum. Bunu cihazının kamerası ile fotoğraf çekerek de yapabilirsiniz, ama Scannerpro gibi tarayıcı uygulamaları özellikle siyah beyaz saklamak istediğiniz dokümanların görüntü kalitesini iyileştiriyor, ayrıca birden fazla sayfayı tek bir pdf olarak saklamak gibi özellikler içeriyor.

ScanBizCards: Fiziksel kartvizitleri saklamaya son! ScanBizCards gibi uygulamalar kartvizitlerin fotoğrafını çektikten sonra karakter tanıma özellikleri sayesinde üzerinde yazılanları anlıyor ve isterseniz doğrudan telefonunuzun rehberine ekliyor.

Box:Dropbox ile benzer işleve sahip bir bulut depolama ve paylaşım uygulaması.Farkı, 50GB’ın ücretsiz olması. J Bu kadar alan ile bilgisayarınızdaki önemli dosyaların tümünü yedekleyebilirsiniz.

Kindle:Amazon’un ünlü e-kitap okuyucusu, bir uygulama olarak mobil cihazlarda da mevcut. Yakın zamana kadar Türkiye Appstore’da yoktu, artık indirebiliyorsunuz. Dev bir kitapçı iPad’inizde.

Flickr:Flickr’ın nispeten yeni çıkarttığı iPhone ve iPad için iki ayrı uygulaması bu fotoğraf paylaşım sitesini kullanmanın en iyi yolu. Flickr instagram kadar popüler değil, ama fotoğraf meraklılarının tercihi. 1TB alan ücretsiz. Onbinlerce resim demek.

Yandex Navi; İstanbul’da yaşıyorsanız, Yandex Navi zaten hayatınızın parçası olmuştur. Fazla söze gerek yok. J

Yandex Maps: Yandex’in bu uygulaması daha az biliniyor sanıyorum. Maps’in beğendiğim özelliği, sokak görüntüleri. Yerinizden kalkmadan herhangi bir sokağa gidip, etrafı neredeyse 360 derece görüntüleyebiliyorsunuz.

Google Maps: Artık iOS üzerinde de mevcut.

Outlook: Microsoft’un iş dünyasında standart olan elektronik posta istemcisi artık iPad ve iPhone’da. Outlook’u, ikisini birlikte bir müddet deneyip karşılaştırmak amacıyla Apple’ın standart mail uygulamasının yanına kurdum. İlk bir saatin sonunda kararımı Outlook lehine vermiştim bile. Outlook elektronik postalarınızı otomatik olarak sınıflandırıyor; başka uygulamalar ile entegrasyonu ve arayüzü de başarılı.

MS Office Powerpoint, Excel, Word: Microsoft belgelerini açabilen pek çok iOS uygulaması var. Apple’ın standart mail uygulaması bile bu formatları açabiliyor. Ama biraz karmaşık bir powerpoint sunumunuz varsa, bu uygulamalar kısa kalıyorlar. Microsoft’un uygulamaları ise Windows’daki tüm işlevselliği sunuyor. Görüntüleme işlevi ücretsiz. Belge işleyebilmek için abone olmak gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta bir iPad Mini edindim. Biraz kullandıktan sonra iPad ile Mini’nin bir karşılaştırmasını yazmayı planlıyorum.

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 4: Yeni Eklediklerim

Beğendiğim iPad Uygulamaları – 3: Kalemle Yazıp Çizmek

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 2: Verimlilik Uygulamaları

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 1: İçerik Derleyiciler ve Dergiler

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 4: Seyahat Uygulamaları

iPad uygulamaları üzerine son yazımdan bu yana epeyce zaman geçmiş.  Bu arada, hem iPad’ime hem de iPhone’uma çok sayıda yeni uygulama indirdim, bir kısmını beğendim, bir kısmını ise ilk denemeden sonra hiç kullanmadım. Seyahatlerde işe yarar bulduğum bazı uygulamalarla ilgili görüşlerimi aşağıda paylaşıyorum.

TripAdvisor: Oteller, restoranlar, gezilip görülecek yerler hakkında çok sayıda kullanıcı yorumu ve değerlendirmesi bulabileceğiniz bu uygulama, yeni gittiğiniz bir şehirde gerçekten işe yarıyor.  Lokasyon bazlı kullanma imkanı var, yani “yakınımdaki restoranlar” diye bir arama yapabiliyorsunuz.

Kayak: A noktasından B noktasına uçuş seçeneklerinin en düşük maliyetli veya en kısa olanlarını basit bir arama ile bulabildiğiniz harika bir uygulama.  Her seyahatten önce bakıyorum.  Muadilleri var, ama ben Kayak’tan memnunum.

Flightboard: Herhangi bir havalimanındaki gelen/giden uçakların çizelgesini anlık olarak görebiliyorsunuz.  Gerçekten sihir gibi. 🙂

TAV Mobile: TAV havalimanları ile ilgili yararlı bilgiler; gelen/giden uçakların çizelgesi dahil.

TripIt: Bir rezervasyon yaptığınızda, size gelen elektronik postayı TripIt’e gönderiyorsunuz; TripIt bunu seyahat planına dönüştürüyor.  Uygulamada gelecek seyahatlerinize kolayca ulaşabiliyorsunuz; paraya kıyarsanız gittiğiniz şehirle ilgili bilgiler gibi ekstraları da var.  Fikir güzel, ama Türkiye’deki havayollarının rezervasyon postalarını düzgün tanımadı bir türlü.  Farklı tecrübesi olanların görüşünü duymak isterim.

Havayollarının uygulamaları: Hangi havayolu ile uçuyorsanız, check-in ve son uçuş bilgileri için uygulamasını indirmenizde yarar var.

Seyahatler fotografsız olmayacağı için iki de fotograf uygulaması ekleyeyim:

Camera!: Standart iOS uygulamasından daha becerikli; çektiğiniz fotografı otomatik olarak optimize eden ve oldukça iyi çalışan bir özelliği var.

Snapseed: Google’ın satın aldığı bu uygulama ile fotograflarınızı kolayca “edit”leyebilirsiniz.  Kullanımı kolay, sonuçları başarılı.

İyi yolculuklar, yanınıza şarj cihazınızı almayı unutmayın! 🙂

Bu serideki diğer yazılar:

Beğendiğim iPad Uygulamaları – 3: Kalemle Yazıp Çizmek

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 2: Verimlilik Uygulamaları

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 1: İçerik Derleyiciler ve Dergiler

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 2: Verimlilik Uygulamaları

iPad uygulamaları serisinin birincisi oldukça popülerdi.  Bu ikinci yazıda, verimliliğinizi arttıracak uygulamalar üzerinde duracağım.  Seriyi devam ettirecek bir iki başlık daha çıkacak gibi.

Verimlilik deyince, akla hemen iş yaşamına yönelik uygulamalar gelecek.  Ancak aşağıda listeleyeceğim uygulamaların çoğu, özel hayatınızı derleyip toplamada da işe yarayacak cinsten.

Benim deneyimimde, tablet ve diğer mobil cihazların kullanılabilirliğini maksimize etmenin yolu, sahip olduğunuz tüm cihazlardan aynı veri ve uygulamalara  erişebilmekten geçiyor. Yolda iPad’inizi açtığınızda işte bilgisayar başındayken bıraktığınız yerden devam edebiliyorsanız, iş yapma biçimi gerçekten değişiyor.  Uygulama geliştiriciler de aynı fikirde sanıyorum; bu olanaklara sahip uygulamaların sayısı her geçen gün artıyor.

İşte benim kullandığım uygulamalardan bir seçki:

Dropbox: iPad’in usb çıkışı yok, ama dropbox kullanıcısıysanız, yokluğunu hissetmiyorsunuz.  Dropbox size 2GB ücretsiz depolama alanı veriyor ve bu alana yükledikleriniz, windows, mac, iPad, Adroid vb ortamlarda yaşayan dropbox uygulamaları arasında senkronize ediliyor.  Bilgisayarınızda sık kullandığınız dosyaları dropbox dizininde saklarsanız, bu dosyalar iPad’de de yanınızda!  Üstelik, anlık yedeklemeye de sahipsiniz.  Dropbox türünün tek örneği değil.  Box, Sugarsync, MS SkyDrive gibi farklı seçenekler var.  Dropbox’ın kullanımı basit ve beni hiç yolda bırakmadı.

Evernote: Dropbox veya muadili bir yazılımdan sonra mutlaka edinmelisiniz dediğim uygulama Evernote.  Nereye koyacağınızı bilemediğiniz, farklı formatta bir sürü veri, not, yazı, resim vb için sınırları olmayan bir kütüphane evernote.  Gelişmiş etiketleme özellikleri var, ama o kadar hızlı bir arama fonksiyonuna sahip ki, etiketlemeyi kullanmaz oldum.  Paraya kıyıp bir de doküman tarayıcı alırsanız, sahip olduğunuz tüm ıvır zıvırı Evernote’un içine atıp ortalığı temizleyebilirsiniz.  Web sayfasını veya Outlook postasını kesip saklamayı sağlayan güzel uzantıları var.  Evernote, şirket olarak da atılım içerisinde ve anladığım kadarıyla Türkiye pazarı ile yakından ilgileniyorlar.  Listemdeki uygulamalar arasında Türkçeyi tam olarak destekleyen tek uygulama, galiba.  Tüm bu işlevsellik ve ücretsiz!

ToDoIst: Zaman yönetimi konusuna özel ilgim var, bu konuda da bir yazı yazacağım inşallah.  Çok sayıda yöntem ve aracı denedim.  Yeni favorim, todoist.  Çok pratik ve hızlı, PC ve iPad arasında hemen senkronize oluyor.  Temel uygulama ücretsiz.  Şimdilik bana yetiyor.

Quickoffice: Quickoffice için paraya kıyacaksınız.   Az para da değil: $19.99.  Ama MS Office dokümanlarını açıp üzerilerinde çalışmanın başka bir yolu yok ne yazık ki, en azından ben bulamadım.  Sonuçlar mükemmel değil.  Özellikle Powerpoint dokümanlarında beklentiniz çok yüksek olmasın.  Quickoffice’i Haziran ayında Google satın aldı. Bakalım bundan sonra ne olacak?

SimpleMind: Mindmap yöntemini kullanıyor musunuz?  Yapısal olmayan konularda çalışırken mindmap yapmanın işe yaradığına inanıyorum.  (Bu konu da bir yazı adayı, galiba.) SimpleMind, kullanımı kolay bir mindmap uygulaması.  Temel uygulama ücretsiz, ama yükseltme ücretini vermeye değiyor.

Skype: iPad’de de iyi çalışıyor.  Kullanımı kolay, ücretsiz.

Calculator: Bir hesap makinesi lazım tabii.  Calculator’ün kullanımı kolay, ücretsiz.

Bu uygulamaları iPad’inize yükleyin ve dizüstünüzü evde/işte bırakıp çıkın!

Bu serideki diğer yazılar:

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 4: Seyahat Uygulamaları

Beğendiğim iPad Uygulamaları – 3: Kalemle Yazıp Çizmek

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 1: İçerik Derleyiciler ve Dergiler

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 1: İçerik Derleyiciler ve Dergiler

Bir yılı aşkın bir süredir iPad kullanıyorum.  İtiraf etmeliyim ki, yoğun bir dizüstü kullanıcısı olarak bu yeni formatı ilk birkaç ay benimseyemedim.  Sonra ne olduysa oldu, kullanmaya başladım.  Kullanış o kullanış.  Şimdi elimden düşüremiyorum.

iPad, benim için dizüstünden farklı bir kullanım kipi oluşturdu.  Seyahatlere giderken yanıma hem iPad hem de dizüstü almaya başladım, ikisini farklı biçimlerde ve farklı amaçlarla kullanıyorum.  iPad kullanmaktan, özellikle yeni uygulamalar (App için daha iyi bir Türkçe sözcük var mı?) keşfetmekten haz alıyorum.  Zaman içinde epey uygulama keşfettim.  Bir kısmı günlük alışkanlık haline geldi.  Fırsat buldukça, bunları blogumda paylaşacağım.

iPad’i öncelikle okumak için kullanıyorum, dolayısıyla “okuduğum” uygulamalarla başlıyorum:

1. Flipboard: Hala Flipboard’unuz yoksa, hemen edinin.  Bu derleyici, estetik arayüzü ile takip ettiğiniz içerik sağlayıcıları ve sosyal medyalarınızı okumayı zevkli kılıyor.  Ne yazık ki Türkçe desteği sorunlu.  Düzeltmeye çalışıyorlar, ama tam çözülmedi.

2. Zite: Bu da kesinlikle sahip olmanız gereken bir app.  İlgi alanlarınızı öğrendikçe size göre özelleşen bir dergi.  Öğrenme işini iyi yapıyor.  Biraz kullandıktan sonra, birkaç makaleden birinin ilginizi çektiği bir düzeye geliyor.

3. Pocket: Eski adı olan ReadItLater ne işe yaradığını anlatmaya yeterli.  Web’de ilginizi çeken bir yazı gördünüz, okumaya zamanınız yok.  Pocket’a gönderin, yatmadan önce okuyun.

4. Pulse: Flipboard gibi, ama o kadar şık değil.

5. iBooks: Anladığım kadarıyla henüz TR’de kitap satışı yok, ama PDF’leri saklamak ve okumak için de çok iyi bir araç.

5. Dergilerin iPad sürümleri: Kağıt dergi okumak daha çok hoşuma gidiyor aslında.  Ama iPad dergilerindeki yazıların paylaşılabilme imkanı ve tabii ki taşınabilirlik beni iPad’de dergi okuyucusu yaptı.  Özellikle Wired ve Business Week’in app hallerini beğeniyorum.

5. Turkcell Dergilik: Çok sayıda Türkçe dergi.  Bir kısmı bedava.  Daha ne olsun!

Sizin de tavsiyeleriniz varsa, duymak isterim.

Bu serideki diğer yazılar:

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 4: Seyahat Uygulamaları

Beğendiğim iPad Uygulamaları – 3: Kalemle Yazıp Çizmek

Beğendiğim iPad/iPhone (iOS) Uygulamaları – 2: Verimlilik Uygulamaları